Bilgisayar başından Dünya’yı yönetebilecek kadar gücü olsa da alçakgönüllü kalarak şimdilik beyinlerimizi mıncıklamayı tercih eden Shaw-han Lien; bildiğimiz adıyla “I am robot and proud” bey ile görüştük. Vektörler, kodlar, sample’lar, synth’ler arasından kalkıp üzerindeki kabloları da bir kenara atarak karşımıza oturdu. Aklımıza estiği gibi sorduk, ekranın öteki tarafında bir yandan oyun oynayıp bir yandan da bize cevap yetiştirdi.

Erdem Dilbaz: Son yıllarda elektronik müziği atağa geçiren birçok prodüktör var. Sen de kendi sesini yaratan prodüktörlerden birisin. Bulunduğun noktaya geliş sürecini anlatır mısın?

Shaw-han: 90’ların başında Warp Records, Rephlex ve Sublime gibi firmaların sıkı takipçisiydim. Körpecik bir çocukken böyle ilginç sesleri nasıl yarattıklarını çok merak ediyordum. Öte yandan, bilgisayar programcılığı üzerine eğitim alıyordum ve “sesi bilgisayarda nasıl işlerim”in üzerine gittim. Birkaç yılımı bilgisayar ve müzik arasında elektronik bir bağ kurmaya ayırdım ve 2001 yılında İngiliz Catmobile Records’dan ilk kayıdımı çıkarttım.

ED: Parçalarındaki sesler ve düzenlemeler dinleyicilere keyif veriyor. Fakat parçalar bitince üzülmüyor değiliz. Her zaman ki gibi daha fazlasını istiyoruz. Yeni bir parça yaparken sen neler hissediyorsun?

Shaw-haw: Parçalarımı gündelil hayatımdan kesitler olarak algılıyorum. Gün içinde bir ofiste çalışıyorum. Çalışırken ya da yolda yürürken kafamın içinde yeni bir parçanın seslerini duyuyorum. Eve döndüğümde bilgisayarımın başına oturup düşüncelerimi seslendirmek çok eğlenceli. İş ev arası geçirilen eğlenceli yaratım süreci bazen uzun sürebiliyor.

ED: Bazı parçalarında melankoli bariz hissedilirken bazılarında ise iniş-çıkışlar olarak karşımıza çıkıyor. Senin de iniş-çıkışlarını parçalarından gözlemleyebiliyoruz desek çok mu ileri gitmiş oluruz?

Shaw-han: Herkesin iyi, kötü, mutlu ya da mutsuz hissettiği anlar vardır. Haliyle, hislerimin müziğime yansıması da kaçınılmaz oluyor.

ED: Bazı parçalarında gitar da çalıyorsun. Yeni çalışmalarında farklı enstrümanlar kullanmak istiyor musun peki?

Shaw-han:  Kesinlikle, yeni ve farklı enstrümanlar beni her zaman heyecanlandırmıştır. Son çalışmamda davul, gitar, piyano, flüt, bas, klarnet ve saksofon kullanıyorum. Bu seslerle bir parça inşa etmek benim için gerçekten çok eğlenceli. Yeni parçam için ise süprizlerim var; bir akordeon ve bir de mandolin kullanacağım. Umalım ki güzel bir bileşim olsun

ED: Müzik yapmak için hangi ekipmanları kullanıyorsun? Bir de; şu senin kendine has “blip” sesini hangi ekipmandan çıkartıyorsun lütfen söyler misin? Kendi aramızda o kadar çok isim saymamıza rağmen o sesi hangi aleti kullanarak çıkarttığından emin olamadık.

Shaw-han:  Bunu belki sır olarak saklamalıyım, ahahah. Genelde birçok klavye, elektronik piyanolar, Roland Alpha Juno ve Yamaha cs01, bazı synth yazılımları ve tabi yüzlerce sample kullanarak parçalarımı hazırlıyorum. (ed not: yıllar sonra anlaşılıyor ki Yamaha Tenori-on kullanıyormuş.)

ED: Gündelik hayatın nasıl geçiyor? Boş vakitlerini neyle doldurmayı tercih ediyorsun?

Shaw-han: Dediğim gibi, sabahları bir ofiste internet sitelerini okuma özürlü insanlar için yazılımlar tasarlıyorum. Şu sıralar video oyunlarının tasarımlarıyla ilgileniyorum. Müzik tabanlı yeni bir oyunun yazılımını bitirmek üzereyim. Bir de şehirdeki arkadaşlarımla çaldığım 5 farklı grup var. Zamanımın çoğunu stüdyoda arkadaşlarımla müzik yaparak geçiriyorum. Bilgisayar başında kafa patlatmak ve farklı kişilerle müzik yapmak; dinlediğiniz parçalarımın temelini oluşturuyor.

ED: ( Yazarlarımızdan Elif Acar dayanamayıp soruyor ) Robot kelimesi senin için ne anlam ifade ediyor? Sen de bir robot musun?

Shaw-han: Birçok insan bu soruyu soruyor. Sanırım isim çok da anlamlı değil. 2000 yılında yaptığım ilk demomda kullandığım isimdi ve o günden beridir benimle geliyor. Açıklamak gerekirse; isim bir çeşit duyguyu anlatıyor. Bu duygu da benim hoşlandığım iyimserlik olgusundan besleniyor.

ED: Video oyunlarıyla aran nasıldır? Ne tip oyunlardan hoşlanıyorsun?

Shaw-han: İşte dediğim gibi; oyun tasarımı yapıyorum; ilk müzik temelli oyunumu da hazırlıyorum. Toronto’daki yetenekli programcı bir arkadaşım ile ortaklaşa yürüttüğümüz bir proje. Oyunlarda müziğin değişik kullanımınlarına önem veriyorum. Şu an da yeni bir arayüzle oyun oynayarak müzik yapabileceğimiz bir yazılım üzerinde çalışıyorum. En sevdiğim video oyununun adı da “Rez”. Tabi Loco Roco ve Lumines gibi yenilikçi bulduğum oyunlar da var.

ED: Müzik dinleme alışkanlığın nedir? Ne tarz müzik dinlersin ve müzikal gelişimde etkili olan en sevdiğim kişi ya da grupları öğrenebilir miyiz?

Shaw-han: Çok farklı tellerden çalan müzisyenleri dinliyorum. Özelliklede Toronto’da birlikte çaldığım yerel müzisyenlerden çok etkileniyorum. Bana harika gelen bir şey duyduğumda müziğimi geliştirmek istiyorum. Bak mesela şu linklere; bunlar beni etkileyen Toronto’lu gruplardan bir kaçı: http://www.myspace.com/deepdarkunited // http://www.myspace.com/jimguthrie // http://www.myspace.com/feuermusik . A-aa, bir de Tokyo’da çalarken tanıştığım Shugo Tokumaru adında çok nazik ve yetenekli bir müzisyen var: http://www.myspace.com/shugotokumaru

ED: Hangi ülkelerde çaldın ve aklına kazınan, unutamadığın performansın hangisi oldu?

Shaw-han: Kuzey Amerika’da, Avrupa’da ( Almanya, Avusturya, İngiltere ve İspanya ) ve Japonya’nın hemen heryerinde çaldım. En unutulmaz gecemi ise Tokyo’da yaşadım. Tokyo Koyu’nda bir teknede verdiğim konser sırasında şehrin ışıklarına havai fişek gösterisi de eklenince büyülendim. Orada olup görmeni isterdim, inanılmazdı!

ED: Müzik dışında ilgilendiği sanat dalları var mı? Farklı disiplinlerde ürettiğin işlerini görebilir miyiz?

Shaw-han: Sanatın tüm dallarıyla ilgileniyorum. Grafik tasarım ve video olaylarına bayılıyorum. Fakat süper yetenekli değilim bu konularda. Albüm kapaklarımın tasarımını yapmaktan öteye geçmiyor tüm çabalarım.

Fi tarihinde Basatap için kaleme alınmıştır.